6 Temmuz 2010 Salı

Tenis TOPU

Tenis topu ile ilgili herşey

th_20_2Tenis topları ne yazık ki özellikle ülkemizde tenisin en pahalı unsurlarından birisidir. Amerika'da 2 dolar (3,5 milyon TL) olan toplar bizde yaklaşık 10 ila 15 milyon TL sı arasında satılmaktadır. İyi seviye bir oyuncunun bir kutu 3 lü topla 2-3 saat oynayabildiğini düşünürsek top çok pahalıya geliyor.

Havası gitmiş, patlak basket ve futbol topuyla nasıl oynayamazsanız havası az tenis topu ile de tenis oynanmaz. En önemli iki sakınca, biri patlak toplar vuruş anında gücü yutacağı için toplar içeri düşer, buna bağlı olarak kolunuzu savurmaya alışırsınız ve normal maça çıkıp standart bir topla oynadığınızda toplarınız dışarı gitmeye başlar. Hem oyun zevkiniz ve gerçek kapasiteniz çıkmaz, hem de top duygunuz aşırı savurganlıkla bozulur.

th_20_3Topların standartları 56-58 gram ağırlığındadır ve içerisinde 1.2 atmosfer basınç vardır. Bunu anlamak için topu parmaklarımızla avucumuzda sıkarak anlayabiliriz. Ayrıca patlak bir topu sesinden ve uçuş mesafesinden de hemen anlarsınız. Teknik olarak ise ( 2,54 m ) yükseklikten beton bir zemine bırakıldığında en az ( 1,34 m ) en fazla ( 1,48 m ) yüksekliğe zıplamalıdır. Toplar vakumlu paketi açıldıktan sonra oynansın veya oynanmasın 2-3 ay içinde basınç özelliğini kaybeder. Oynanırsa hızlı ve sert oyundan dolayı raket ve zemin darbelerinden basıncı azalmaya başlar. Sadece basınç değil top tüyleri dökülmeye başlar, böylece hafifler ve uçuşu artar. Bu konudaki standart kurallar bölümünde var. Ancak basitçe anlamak için topu omuz yüksekliğinden yere bıraktığımızda belimize kadar zıplıyorsa ve üstündeki kumaş yeterli ise top kullanılabilir. Örneklersek TV de seyrettiğiniz maçlarda toplar her ilk 9 ve sonraki 11 oyunda bir özellikleri bozulduğu için değişmektedir.

th_20_4Bir topun üzerinde artık yazıları okunamayacak duruma geldiyse normal bir oyun oynamayacak durumdadır. Bu toplara patates denir. Ancak bir topu açıp bir kaç kere oynayıp iki üç ay beklerseniz yazıları ve tüyleri durduğu halde havası kaçar ve oynanmayacak hale gelir. ( Resimlerde topları el ile test ederken yazılı inik bir topu, standart bir topu ve patates dediğimiz hurdaya çıkmış bir topu görüyorsunuz.)

Tenis topu nasıl test edilir. Bir kere top dünyaca tanınmış kabul görmüş firmaların olmalıdır. Bunlardan bazıları Dunlop, Slazenger, Prince, Wilson, Penn, Kennex, Tretorn, Nassau, Fischer, Head, Volkl, Tecnifibre, Babolat.. (Unuttuklarımı lütfen hatırlatın) başlıcalarıdır. Naylon torba içinde satılan topları kesinlikle almayınız. Bunlar standart değildir. Hem patlak (havası inik) hem de geometrileri bozuktur (eğri zıplarlar).

Hemen belirtelim top alırken havası kaçmış olabilir. Marketlerde kutunun basınçlı olup olmadığını elinizle sıkıp anlayabilirsiniz. Ancak dikkatli olun! Ki çok uzun süre rafta beklemiş top vakumlu ve kapağı açılmamış olsa bile basınç özelliğini kaybetmiş olur. Yani standart zıplamasını yapmaz ve spin (falso yada burgu) almaz.

Tenis 3 topla oynanır ve aynı havada ve ağırlıkta olması gerekir, usta oyuncular bu hassasiyeti anlarlar, usta olmak için iyi toplarla oynarsanız Sizinde tenisiniz ilerler. Lütfen Çin malı yamuk ve patlak topları zevkinizi bozmamak için satın almayınız.

Bir mailde tenis sever bir dostumuz havası azalmış topların havasının standart haline getirilip getirilemeyeceğini soruyordu. Amerika'da bu tür cihazlar olduğunu tenis dergilerinde gördüm ama hiç kullanmadım. Bence yeni bir kutu top aldıysanız bunu açtıktan sonra 2 ay içinde kabak hale getirerek kullanılmaz hale getirmeniz en doğrusu. Ancak bir ipucu, Tretorn marka klasik toplar vakumsuz olarak havası inmeyecek şekilde yapılmışlardır. Bu topların sesleri biraz farklıdır. Bence uzun ara vermeden oynayacaksanız standart kullanmanız, çünkü tretorn toplar %20 civarında daha pahalı.

Eski topları servis çalışmak için biriktirebilir (ama havası inince yine kötü), tenis okullarına verebilir (çünkü 6 yaş çocuklar havalı topu kontrol edemezler, ilk zamanlarını bu toplarla oynayabilirler), duvar çalışmak için birkaçını çantanızda taşıyabilirsiniz ya da naylon poşetler içinde korta bir sürü yayarak tenisi katledebilirsiniz.

Bazı topların üzerinde numaralar vardır. Bunun faydası 3-4 kortun yan yana olduğu yerlerde arada herhangi bir tel ayrım yoksa toplar diğer oynayanların topları ile birbirine karışmasın diye basılmıştır. Ancak kortlarda bazı uyanıklar bilerek veya bilmeyerek toplarınızı kendininmiş gibi oynar yada eski topunu sizinkiyle değiştirebilir!

Tenis topları kauçuktan ve üzeri yün, elyaf kaplı kumaşlardan kaplanır. Topların rengi sarı yeşil karışımı fosforlu bir karışımdır. Bu renk gece ve gündüz ışık altında en iyi algılanabilen renk olması nedeni ile böyledir. Bir dönem kortlarda iki renkli, kırmızı ve fosforlu renkli toplar vardı. Galiba tenise sempatiyi sağlamak içindi. 30 yıl önce ise toplar beyazdı, hatta toprak kortta biraz oynanınca kiremit rengine dönerlerdi...

Çocuk topları son senelerde çok işe yarıyor, bunlar hafif ve yumuşak. 6-8 yaş çocukların fizik olarak yetmedikleri bu dönemde çok işe yararlar. Hafif oldukları için yanlış zamanlamaları tolere edip raketin dönme etkisini azaltıyorlar. Hem de çok ve hızlı zıplamadıkları için pozisyon ve reaksiyon problemini yok ediyorlar.

Topların kutularının üstünde sert, toprak veya tüm kortlar gibi ibareler vardır. Eğer sürekli sert (sert) kortta oynuyor iseniz üzerinde hard yazan toplar daha iyi olur, çünkü bu topların basıncı bir miktar daha düşük ve ağırdır. Böylece kontrolü daha kolay olur. Toprak topuda tabi ki daha havası çok ve hafif olmalı ki gidip gelebilsin)

Çocuğunuzu tenis okuluna yollayacak iseniz yeni top alıp masraf etmeyin, çünkü topları karışabilir yani kaybolur. Bunun yerine normal toplarını işaretleyerek (gazlı kalemlerle adını yazabilir) kaybolmasını engelleyebilir.
Tenis topları 3lü satılır, çünkü fazla ortada dolaşan top konsantrasyon kaybına neden olur, puan esnasında oyundaki topun çarpıp puan kaybına ya da üstüne basıp sakatlanmanıza yol açabilir.
Son zamanlarda bir de practice toplar çıktı, bunlar biraz daha dayanıklı ve ağır, ayrıca zannediyorum havaları Tretorn gibi, Büyük kovalarda satıldığı için çok az ekonomik.
Zannediyorum topla ilgili oldukça kapsamlı bilgi verdim. Lütfen güzel toplarla zevkli ve kaliteli oyunlar oynayın. Benim tavsiyem teneke kutu veya pro toplar. Bu toplar gerçekten dayanıklı, sesleri ve uçuşları mükemmel..

ITF sitesinde dünyadaki tüm top markalarını ve üretim yerlerini gösteren link:

http://www.itftennis.com/technical/equipment/balls/balllist.asp

Raket ve Tel Seçimi

Raket ve Tel Seçimi, Uyarlanması

Raket seçimi ve uyarlanması (customization)

th_24_2
Raket teniste vücudunuz ile top arasındaki tek araç olduğuna gore, oyun üzerindeki etkisi ve önemi tartışılmaz. Raketinizi elinizde taşımak durumunda olduğunuz ilave bir parça değil,vucudunuzun doğal bir uzantısı olarak hissedebilmeniz için, oyun stiliniz, vuruş tekniğiniz ile tam uyumlu olması gerekir. Bunu sağlamanın yolu da iyi bir raket seçiminden geçer. Raket seçiminde temel problem bir şeyler kaybetmeden başka bir şey kazanmanın nerede ise imkansız olmasından kaynaklanır. Örneğin güç arttırımına, raketin manevra kabiliyetini kısıtlamadan veya kola aktarılan yükü arttırmadan ulaşmak çok güçtür. Spin kabiliyetini, kontrol ve hissi kaybetmeden arttırmak keza çok güçtür.

Dolayısıyla oyuncunun vuruş tekniği ve oyundaki önceliklerine göre bazı özellikleri diğerlerine tercih etmesi zorunludur. Eğer her şeyiyle çok iyi olan bir raket olsaydı, tüm bu tartışmalar olmaz, bütün raketler de birbirinin aynı olurdu..Halbuki bugün piyasada birbirinden her yönden farklı yüzlerce model satılmakta..

th_24_3
Raketin topla temasını sağlayan ve genelde fazla özen gösterilmeyen kordaj konusuna da bu kapsamda kısaca değineceğiz.

Kullanılan terimlerin açıklaması

Raketlerden söz ederken bazı teknik terimleri kullanmak kaçınılmaz olacaktır. Bu terimlere yatkın olmayanlar için basit açıklamalar raket seçimine geçmeden önce aşağıda verilmiştir.

Sweet spot: Raketin genellikle kafasının ortalarına denk gelen bölgede bulunan ve vuruşta optimum güç ve kontrolu sağlayan bölge. Üst düzey oyuncular her defasında topla bu noktada buluşabilirken daha yeni oyuncular için bu bir ayrıcalıktır.

th_24_5Flex: Raketin yatay aksı üzerinde burkulmaya gösterdiği direnç. Bu direnç ne kadar az ise o kadar flex olduğu, ne kadar fazla ise o kadar sert (stiff) olduğunu gösterir. Bu özellik raketin yapıldığı malzemede kullanılan karışımlar ve raketin kenar kalınlığı ile ilgilidir. (aynı malzemeden yapılmış olmak şartıyla, raketin kenar kalınlığı arttıkça flex düşer)

Kafa büyüklüğü: raketin square inch olarak kafa alanını verir ve 80 den 130 a kadar gidebilir. 80-95 arası mid, 95-103 mid plus (MP), 103-110 (OS) over size şeklinde adlandırılır.

Manevra kabiliyeti: tarifi en zor olan bu terim raketin ani hareketlere karşı hareket etme kabiliyetini belirler. Örneğin filede bir reaksiyon volesi sırasında raketin kolunuzun hareketine ne kadar kısda sürede reaksiyon vereceğini, vuruşlar arasında örneğin grip değiştirirken ne kadar çabuk istediğiniz pozisyonu alacağını belirler. Raketin bu özelliğini ancak oynarken ve özellikle filede farkedebilirsiniz. Raketin toplam ağırlığı arttıkça ve dengesi kafa ağıra doğru gittikçe manevra kabiliyeti azalır.

Raketin denge noktası: raketi ince bir çubuk üzerinde yatay olarak dengeye getirdiğinizde bu noktanın saptan olan uzaklığıdır. Bu denge noktası kafaya daha yakınsa raket kafa ağır, sapa yakınsa kafa hafif , ortalarda ise dengeli kabul edilir.

th_24_6Kola, dirseğe yük: vuruş esnasında gelen topun üzerindeki enerjinin bir kısmı raketin burkulması, bir kısmı topun ezilmesi (iyi çekilmiş fotoğraflarda raket üzerindeki veya yere düşen topun ne kadar yassılaştığını görebilirsiniz) ile emilir. Geri kalan enerjinin bir kısmı ise raketin kütlesi ve raket başının çevresel hızı ile topa geri yüklenir, bir kısmı ise vucuda aktarılır. İdeal vuruş tekniği, iyi bir raket ve uygun bir kordajla bu yükün en aza indirilmesine çalışılır. Bir maç esnasında kaç kez topa vurulduğu göz önüne alınırsa bu yükün kolu yorduğu gibi bilek ve dirsek te (tenis elbow) hasara yol açtığı kesindir.

His (feel) /kontrol: his raketin topla temasında vucudunuzun aldığı geri bildirimdir. Bu özelliği yüksek raketlerle gerekli deneyime de sahipseniz vurduğunuz top daha raketinizi terk ederken topun nereye, hangi sertlikle ve spinle gideceğini kestirebilir, bir sonrakı vuruşunuzda gerekli ayarlamaları yapabilirsiniz. Kontrol ise hisle bağlantılı olmakla beraber, raketin hassas ve zor vuruşlara sağladığı imkandır. (drop shot, drop vole, zor bir passing shot, lob, vs)

Stabilite: raketin vuruş esnasında burkulmaya (torsiyonel) ve geriye doğru (axial) burkulmaya direncidir. Stabilitesi düşük bir raketle örneğin sert gelen ve sweet spotu bulmayan vuruşlarda raket elinizde dönme eğilimi gösterir. Bu da vuruşta kontrolü tamamen kaybetmenize yol açacağı gibi vücudunuza istenmeyen yüklerin gelmesine yol açar.

Raket seçimi
Tenis hakkında yazılan yazıların muhtemelen yarısı bu konuya ayrılmış olup sadece bu konuda sayfalarca tartışmak mümkün. Detaylı tartışma yerine (isteyenler bana özel olarak yazabilir) raket seçiminde önemli olan temel kriterleri aşağıda vereceğiz. Ancak unutulmamalıdır ki, ne kadar iyi seçilirse seçilsin, her hangi bir raket markasının yüzlerce çeşitli içinden “tam” sizin için yapılmış olan bir tanesini bulmak imkansız gibidir. Bu bakımdan yazının temel sonuna elinizdeki veya size uygun rakete en yakın olan raketin uyarlanması ile ilgili bilgiler de ekledik. Raket seçiminde verilecek bilgiler belli bir süre tenis oynamış kişilere yönelik olup, tenise yeni başlayan oyuncular için mutlaka yeterli bir tenis eğitmeninden ders alarak ve onun tavsiyeleri doğrultusunda bir raketle başlamaları önerilir. Vuruşları henüz oturmamış kişiler için raket seçimi fazla bir anlam taşımayacaktır.

  1. th_24_7Raketin toplam statik ağırlığı raketin terazi üzerindeki ağırlığıdır.Genelde 270 gramdan 350 grama kadar değişir. Hafif raketi sallamak genelde daha kolaydır ve özellikle yeni başlayanlar ve bayanlar bu nedenle tercih ederler. Kolu daha az yorduğu (ve kolay sallanabildiği için) daha hızlı vurulabileceği düşünülür ki bir ölçüde doğrudur. Ancak sanılanın tersine, hafif raketlerin en büyük sorunu olan stabilite eksikliği (raketin sweet spotu dışına gelen toplarda yarattığı bükülme ve arkaya yatma eğilimi), sanılanın tersine bilek, dirsek ve kola çok fazla yük verir ve sakatlanma riski yaratır. Ayrıca raket hafif olduğu için daha hızlı vurulsa bile raketin kütlesi (ağırlığı) daha düşük olduğundan topa istenen hızı vermek fiziksel olarak imkansızdır. Kişisel görüşüm, 300 g altındaki raketleri ciddiye almayın. (Performans oyuncularının kullandığı raketlerin tümü özeldir ve de ya kendileri ya da imalatçı tarafından uyarlanmıştır. Örneğin bir zamanlar Agassi nin oynadığı iddia edilen raket katologlarda 285 g olarak geçerken kendi kullandığı raket , dış görünümü aynı olmakla beraber, özel yapım ve 345 g idi..)
  2. Raketin denge noktası Raketin genel davranışı ve hissi üzerine etkisi büyüktür. Genelde kafa hafif raketler daha kolay ve hızlı sallanabilir, manevra kabiliyeti çok yüksektir. Performans tenisinde hemen hemen tüm raketler bu dengeye sahiptir. Kafa ağır raketler ise daha fazla güç sağlar ve eşit statik ağırlıkta daha yüksek stabiliteye sahiptir. Raketinizin hangi dengeye sahip olması gerektiği oyun stiliniz ile çok ilgilidir. Double ve file oyununa yatkınsanız ve özellikle kol ve dirsek problemi çekiyorsanız kesinlikle kafa hafif raketleri öneririm. Aksi takdirde kafa ağır veya dengeli raketleri düşünebilirsiniz; bu tür raketler geri sahadan fazla güç harcamadan ve yorulmadan top atmak isteyenler için idealdir.
  3. Raketin kafa büyüklüğü Küçük kafa küçük sweet spot fakat daha üstün kontrol ve manevra kabiliyeti sağlar. Büyük kafalı raketler vuruş gücünü arttırdığı gibi daha “affedici” raketlerdir, tam sweet spotu bulamasanız da top bir şekilde rakip sahaya düşer.. Yatay stabiliteleri çok üstündür. Eğer çok üst düzey oyuncu değilseniz 95 altındaki kafaları hiç düşünmeyin derim. Over size raketleri ise genelde yeni başlayanlara öneririm. Vuruşlar üzerindeki kontrolunuz arttıkça biraz daha küçük bir kafaya geçebilirsiniz. 110 üzerindeki kafaları ise istisnalar haricinde ciddiye almamak gerekir. (bu raketlerle başarıya ulaşmış bir çok veteran oyuncu tanıyoruz, ancak her birinin kendine özgü ve öğrenilmesi / öğretilmesi imkansız vuruşları var..)
  4. th_24_10Raketin esnekliği (flex) yapımında kullanılan malzeme ve kenar kalınlığı ile ilgilidir. Genel kural raketin kafa kalınlığı arttıkça, bileşiminde Kevlar türü sert malzemeler malzemeler arttıkça raket esnekliğinin azaldığıdır. Esnekliği az olan (sert/stiff) raketler daha güçlüdür (topu daha çok atar) ancak kola daha fazla darbe aktarır. Özellikle kol ve elbow problemleriniz varsa sert raketlerden uzak durmanızı öneririm. Esnek raketler kola çok rahattır, daha iyi spin verebilirler ve daha kontrollüdür. Flex katsayısı 100 skalası üzerinden verilir. (Tersi stiffness olup bazı speclerde bu rakkam verilmektedir). Flexi yüksek olan raketler 65 ve üzeri olarak kabul edilmelidir. Özetle, flexi yüksek raketleri öneriyorum. Bu raketlerde gücü yetersiz bulmanız olasıdır, bu durumda kordajı biraz düşürerek ve/veya biraz kurşun ilavesiyle (bkz. uyarlama kısmı) istediğiniz gücü elde edebilirsiniz.
  5. Kordaj açıklığı çoğu oyuncunun üzerinde durmadığı ancak raketin genel karakteri üzerinde çok etkili olan bir özelliktir. Bilindiği gibi raket yukarıdan aşağıya ve sağdan sola örgü şeklindedir. Belirli bir kafa büyüklüğü için bu kordaj sayısı ne kadar düşükse kordaj açıklığı o kadar yüksektir denebilir. Örnek olarak Head Prestige Mid’ i alırsak 93 kafada, 18 düşey 20 yatay kordaja sahiptir ve kordaj açıklığı 93 sq kafa /18X20=25.8 bulunur. Aynı hesabı Prince Diablo Mid plus için yaparsak 100 sq kafa /16X18 = 34.7 yani Head e gore çok daha açık bir kordaj buluruz. (Gerçekte bu hesap bu kadar basit değildir, zira bazı raketlerin kordajı kenarlarda açık iken ortaya doğru daha sıkıdır, bazılarında ise hemen hemen her noktada aynıdır. Yine de fikir vermek açısından kullanılabilir). Açık kordajli raketlerde daha az tel topa aynı anda topla temas ettiğinden spine (gerek slice gerek se topspin) çok daha yatkındır, kola dosttur ve rahat bir his verir. Bununla beraber sık kordaja gore daha az kontrol sağlar. Önerim, eğer kendi spininizi kendiniz geliştirebilecek tekniğe sahipseniz, çok kordaj kopartıyorsanız, fazla açık kordajlara yönelmeyin. Kolunuzda problem varsa, vuruşlarınız flat (düz vuruş) yakın ve maç içinde spini daha fazla kullanmaya kararlıysanız, açık kordajlı raketlere bir göz atın derim. Spine dayalı 2.servislerde, slice yaklaşma vuruşları ve geri sahadan yollayacağınız derin top spin vuruşlarda kapalı kordajlı bir raketle arasındaki farkı hissedeceksiniz. Ancak, açık kordajlı raketlerin çok daha fazla tel koparacağını da unutmayın.
  6. Raketin uzunluğu sapından tepe noktasına kadar olan mesafe olup cm cinsinden 69 dan 71 e kadar gidebilir ve ITF tarafından bu ölçüler nizami olarak kabul edilmiştir. Daha uzun raket haliyle daha uzağa ulaşma imkanı ve biraz daha ilave güç, ekstra raket kafası hızı (dolayısıyla ilave spin gücü) sağlamakla beraber manevra kabiliyetini önemli ölçüde sınırlar. Kısa boylu, özellikle çift el backhand kullanan oyuncular için (özellikle fileyle de araları çok iyi değilse..) XL ve XXL de denilen bu tür raketler önerilebilir.


Sonuç: Yukarıda bahsedilen teknik faktörlerle ilgisi olmayan bazı “psikolojik” faktörler de raket seçiminde önemli rol oynamaktadır. “şu renk raketle oynayamam, bu marka raketten başkasıyla oynamam, kalın kenarlı raketlerden nefret ederim, X markanın yeni teknoloji ile çıkarttığı son raketi gördün mü ?” gibi konuşmalara mutlaka sizler de şahit olmuşsunuzdur. Raket imalatçıları ürünlerini satabilmek için yenilik bulmak zorundalar. Bunların çok azı gerçek anlamda teknolojik gelişme kabul edilebilir. Ayrıca en pahalı raketin en iyi raket olduğunu da düşünmek yanlıştır. Ancak süper marketlerde bazen 40-50 Milyon TL ye satıldığını gördüğüm raketlerden hangi marka olursa olsun uzak durun. Raketin dış görünüşünün, renginin ve markasının (güvenilirliği kanıtlanmış markalar olduğu varsayımıyla) oyununuz üzerine hiç bir etkisi olmayacaktır. Eğer yeni bir raket alacak maddi güce sahip değilseniz ya da seçim konusunda kararsızsanız kullanılmış bir raketle başlamanızı öneririm.

th_24_8Oynayacağınız raketin grip seçimi konusunda yeterli bilgiye sahip değilseniz mutlaka bir tenis eğitmenine danışın. Yeterli verimi sağlayamayacağınız gibi, özellikle kolunuza , bileğinize ciddi zararlar verebilirsiniz. (Genel kural, raketi çekiç tutar gibi tuttuğunuzda, gribin diğer elinizin işaret parmağının kalan boşluğa giremeyeceği kadar küçük, ancak sağ elinizin parmaklarının da elinizin diğer tarafına değmeyecek kadar büyük olması istenir)


Son olarak almayı düşündüğünüz raketi, gittiğiniz kulüpte ya da tenis akademisinde görürseniz denemek için izin isteyip hiç değilse 3-5 dakika vurmaya çalışın. Gerçek anlamda size uygunluğunu ancak bu şekilde anlayabilirsiniz. Çok muhtemeldir ki , elinize ilk defa aldığınız bir raketi yadırgayacaksınız. Oyun şeklinize / vuruş tekniğinize uygun olduğunu düşünüyorsunuz alışmak için biraz vakit tanıyın, hemen vazgeçmeyin.

Raketlerin zamanla özellikle güneş ışığı etkisi ile flexi inin çok azalacağını, yıpranacağını ve değiştirilimesi gerektiğini de hatırdan çıkartmayın. İyi bakılmış ve haftada bir kaç kez kullanılan bir raket dahi en geç 3 sene içinde değiştirilmeyi gerektirir.

Özet tablo

Güç (*) Spin Kola, dirseğe aktarılan
yük (**)
Stabilite Manevra kabiliyeti Kontrol / his
Kafa büyüklüğü
(arttıkça)
++ + EY ++
Denge (kafa ağıra doğru) +++ + +++ + — — — — — —
Flex (arttıkça) — — ++ — — — EY EY ++
Kordaj Açıklığı
(Arttıkça)
++ +++ EY EY EY — —
Raket uzunluğu + + EY EY — — EY
Statik ağırlık
(arttıkça)
++ EY — — — +++ — — +

EY: etkisi yok
+ artar — azalır
(*) Belli bir vuruş hızı için topa verilen ivme
(**) Bu yükün artması haliyle sakatlık riskini arttırır, tenisten alacağınız zevki azaltır.

Kordaj seçimi

Raket seçimiyle sıradan bir tenis oyuncusu bile çok ilgilenirken nedense kordaj konusu pek dikkate alınmaz.. Gerçekte kordajın oyun üzerine etkisi neredeyse raket kadardır. Piyasada bugün çok çeşitli marka standartta ürünler var. Genel olarak kordajları 3 ana faktöre gore sınıflandırabiliriz;

a-yapıldığı malzeme
b-yapısı
c-kalınlığı

Malzeme olarak doğal bağırsak, sentetik gut (naylon), polyester, hatta Kevlar ve titanium gibi malzemeler ve / veya bunların karışımlarıyla imal edilmiş kordajlar olduğu gibi hybrid (dikey teller ile yatay tellerin değişik malzemelerden yapıldığı) kordajlar da artarak kullanılmaktadır.

Doğal bağırsak tanesi 25 USD den 50 USD ye kadar fiyatlarla satılmakta olup çoğu oyuncuya gore benzeri olmayan bir his ve kontrol sağlamaktadır. Diğer tüm tellere göre çekildiği tansiyonu en uzun sure koruyan tel olup, turnuva oyuncuları için bu faktör çok önemli bir konudur. Ayrıca tüm teller tansiyon arttıkça (kontrolu arttırmak adına) güçlerinden önemli ölçüde kaybederken , doğal bağırsak da bu etki en aza indirgenmiştir. Pahalı olması ve diğer kordajlara gore çok daha çabuk kopması en büyük sorundur. String saver denilen ve kordajın birbirine sürtmesini engelleyen “boncuklar” ile kordaj ömrü 2 katına yakın arttırılabilir ancak yine de diğer kordajlara gore ömrü belirgin şekilde kısadır. Rutubet, toprak kort , spinli ve sert vuruşlar, açık kordaj yapısına sahip raketler, yüksek tansiyonlu kordaj gibi faktörlerle ömrü 3-5 saate kadar inebilir. (Sampras bir maçta 4-5 tane koparıyordu..) Yine de eğer bütçenizi rahatsız etmiyorsa en azında bir kere denemenizi öneririm..

Günümüzde sentetik gut’ların kalitesi çok artmış olup bir çok profesyonel artık bu tellere yönelmiştir. Doğal bağırsak ile farkını çoğu oyuncunun hissetmesi çok güçtür. Fiyatları doğal bağırsak kadar olmamakla beraber diğer tellerden daha yüksektir. Bağırsak telle oynama imkanı yoksa tercih edilmelidir. Rakete 150-250 USD verilirken kordajdan yılda 30-40 USD tasarruf etmenin anlamı yoktur.

Diğer malzemeleri özellikle polyester ve Kevlar içeren telleri kesinlikle tavsiye etmiyorum. Kolunuza büyük zararlar verebileceği gibi hissi neredeyse tamaman yok eden bu teller sadece çok kordaj kopartanlara tavsiye edilebilir. Ayrıca bu tellerin tansiyonunun oynamaya başlar başlamaz ciddi oranda düşmesi istediğiniz tansiyonu tutturmanıza engel olur.

th_24_9Kordaj yapısı olarak multifilament olanlar tercih edilmelidir. (çok ince tellerin birbirine sarılmasıyla elde edilen yapı) Kola rahat, kontrol ve hissi en üst düzeydedir. Monofilament, özellikle spini arttırdığı iddia edilen pürtüklü yapıdaki (bazan spin teli dite satılmaktadır) tellerden beklediğinizi bulmanız uzak bir ihtimaldir.

Kalınlıklar ise gauge veya mm cinsinden verilir. Gauge da rakkam büyüdükçe tel inecelir ve 15 den 18 e kadar gider. “L” ibaresi yarımı gösterir, örneğin “15 L” tel, 15,5 olarak düşünülebilir. İnce tel spine çok daha yatkın olup daha iyi his ve güç verir. Kalın tel ise daha iyi kontrol verdiği gibi daha çok dayanır.

Özetle, üst düzey bir turnuva oyuncusu değilseniz tavsiyem 16 veya 17 sentetik gut multifilament kordaj olacaktır.

Son olarak kordajlarınızı değiştirmek için kopmasını beklememenizi, raketleri özellikle sıcak havalarda araba bagajında tutmamanızı ve sürekli aynı uzman kişiye çektirmenizi öneririm. (makineden makinaya bazen ciddi farklılıklar olduğu gibi uzman olmayan ellerden hasarlanan hatta kırılan çok raket gördüm) Her raket çektirdiğinizde özellikle yeni bir raketle oynarken çektirdiğiniz kordajın tansiyonunu (24 veya 25 kg gibi) bir yere kaydedin. Daha fazla güç istediğinizde 1 kg altını, daha fazla kontrol istediğinizde 1 kg yukarısını deneyebilirsiniz. (aynı teli kullanmanız şartıyla) Denemeler sonucu belirlediğiniz kordajdan en az 3-5 takım veya tekerlek şeklinde satın alın ve bir tanesini çantanızda bulundurun. Keza müsabaka tenisi oynuyorsanız, çantanızda aynı kordajda en az 2 raket bulundurmayı ihmal etmeyin.

Raketlerinizi hiç bir zaman üreticinin tavsiye ettiği ağırlık dışında (üstünde veya altında) çektirmeyin. Raketin kontrolu tamamen kaybolabileceği gibi raketinize ve veya kolunuza zarar verebilirsiniz.

Raketin uyarlanması
Oyununuza en uygun raketi bulduğunuzda dahi raket üzerinde bazı değişikler yapma ihtiyacı duyabilirsiniz. Örneğin yukarıda verilen kriterlere gore ideal raketi buldunuz ancak biraz daha güçlü (topu daha fazla atan) veya mevcut sweet spottan biraz daha aşağıda bir sweet spot istiyor olabilirsiniz. Bu durumda uyarlama ile istenen “ince ayarı” sağlayabilirsiniz.

Raket uyarlanması belli seviye üzerindeki oyunculara önerilir. Vuruşları ve oyun stili henüz oturmamış oyuncular için anlam ifade etmeyecektir.
Raket üzerinde ağırlık ilavesi yapılabilecek noktalar aşağıda gösterilmiştir;

th_24_4Örneğin raketinizden her şeyiyle memnunsanız ve sadece biraz daha kafa ağır olmasını tercih ediyorsanız “1” konumuna ağırlık ilavesi istediğiniz sonucu verecektir. Ağırlık ilavesi piyasada satılan kendinden yapışan kurşun bantlarla yapılır. (Bu bantların her cm sinin belirlenmiş bir ağırlığı vardır; örneğin 2 cm si 1 g gibi) Bu durumda 2 g ilave dilecekse, 2 cm lik iki bant kesilir, telin her iki tarafından raketin iç tarafına dikkatlice yapıştırılır. İç tarafın tellere değmemesine özen gösterilir. Raketiniz çok ince ise bantın bir kısmı telle raketin iç kenarı arasına sığmayabilir. Bu durumda dışa doğru kıvırarak yapıştırınız, ya da bant hala kalın geliyorsa ortadan enlemesine ikiye bölerek kullanabilirsiniz..

Raketin en zor ağırlık ilave edilecek kısmı “6” konumudur. Bu durumda raketin dip kapağını sökmek gerekir. Buraya konulacak ağırlıklar için balıkçıların oltalar için kullandığı kurşun ağırlıklardan edinmek, bir pamuğa iyice sararak raket sapı içindeki boşlukta oynamayacak şekilde yerleştirmek ve tekrar kapağı kapatmak gerekir. Unutulmaması gereken, bazı model raketlerde buna imkan olmadığıdır. (raket sapının içi dolu olabilir) Bu durumda veya raketinize zarar vermekten çekiniyorsanız aynı etkiyi “5” konumuna kurşun bant sararak elde edebilirsiniz. Ancak raketin denge noktasına yakın olduğu için, aynı denge değişimini sağlamak için “6” konumuna gore biraz daha fazla ağırlık ilavesi gerekecektir.

Yapılabilecek değişikler ve elde edilecek sonuçlar aşağıdaki tabloda detaylı olarak verilmiştir. Böyle bir işe girişirken şu temel kuralları daima aklınızda tutunuz;

  1. Ağırlik ilavesi, küçük miktarlarda yapılmalıdır. 3-5 gr bile lık bir ağırlık ilavesi düşündüğünüzden çok daha fazla etki yapar. 1-2 g ilavesi ile başlayın, yetmediği takdirde üzerine bir iki bant daha atabilirsiniz.
  2. Ne istediğinizi iyi düşünün ve belirleyin. Uyarlamada bir özellik gelişirken mutlaka diğer özellikler de değişecektir. Örneğin 1 konumunda raketin gücü artar, ancak sweet spot belirgin şekilde öne kayar ve raketin manevra kabiliyeti azalır. Dolayısıyla örneğin bu durumda raketin altına yakın kısmı ile vurma alışkanlığız varsa beklediğiniz güç artışını da alamayabilirsiniz.
  3. Genel kural olarak 2 ve 3 pozisyonları en çok kullanılacak yerlerdir. Özellikle 3 de raketin dengesi fazla değişmez, sweet spot hiç değişmez ancak ciddi miktarda güç arttırımı ve stabilite sağlanır. (Kordajın daha düşük çekilmesi ile de güç arttırılabilir. Ancak unutulmaması gereken bu durumda kontrolun da önemli ölçüde düşeceğidir. Halbuki kurşun ilavesinde güç arttırımı kontroldan fazla feragat etmeden de elde edilebilir)
  4. Raket seçerken oynayabileceğiniz en hafif raketi seçerseniz uyarlama için imkanınız kalır. Raketin ağırlığı hiç bir zaman azaltılamaz, ancak arttırılabilir. Dolayısıyla örneğin işe 340 g lık bir raketle başlarsanız, ilave ağırlıklarla raket oynanamaz hale gelebilir.
  5. Raketiniz uyarlamak ancak mevcut dengesini bozmak istemiyorsanız, işe başlamadan once, raketinizin yatay olarak yerden yüksek bir şekilde tam dengeye geldiği noktaya bir işaret koyun. Örneğin 3 noktasına ağırlık ilave ettiyseniz ağırlık hafifçe kafaya doğru kayacaktır. Raketin işaretlediğiniz noktada tekrar dengeye gelebilmesi için gereken miktarda kurşunu 5 noktasına da ilave edin.
  6. Toprak kortta toplar daha yavaş geleceğinden, dolayısıyla rakibinizin vuruşunun gücünden fazla yararlanamayacağınız için, “3” konumuna 3-5 g kurşun ilavesi tavsiye edilir. Aynı şekilde daha yavaş vuruşlara sahip oyunculara karşı kurşun ilavesi uygundur. Hızlı bir kortta genelde rakibinizin sert vuruşlarına raket koymak durumundaysanız, tersine, ağırlığı düşürmek daha iyi sonuç verir. Dolayısıyla, değişik şartlara uyum sağlamak için turnuva oyuncularının çantalarında değişik şekilde uyarlanmış 2-3 raket bulundurmaları önerilir.


Özet tablo

Pozisyon Güç Denge (Kafa Ağırlaştırma) Stabilite Vuruş Ağırlığı

Sweet Spot Değişimi (Raketin ucuna doğru ilerler)

1 +++ +++ EY +++ ++
2 ++ ++ + ++ +
3 ++ + +++ ++ +
4 + EY EY + EY
5 EY EY + EY
6 EY — — — EY +

EY: etkisi yok
+ artar — azalır

aaladaAtila ALADA - 15 Aralık 2004
tenis sever





Çocuk Raketi Seçimi: Bu bölüm 17 Şubat 2008 tarihinde Ali AYAZ tarafından eklenmiştir.

Çocuklarımıza tenis raketi alırken çeşitli boylarla karşılaşılmakta hem satıcılar hem de veliler zor duruma düşmektedirler. Sonuçta hem para hem dövizimiz harcanmakta hem de çocuğumuzun öğrenim süreci negatif etkilenmektedir. Son yıllarda satılan çocuk raketlerinin büyük bölümünde çocuğun boyuna göre hangi ölçüde raket alacağı yazmaktadır. Buna benzer bir raket örnek resmi aşağıdadır. Ancak biz bu tür yazı olmayan raketler içinde yaş ve boya göre alabileceğiniz optimum raketi aşağıda bulabileceksiniz.

Çocuk raketi alırken eğer raketin üstünde bilgi yoksa, ya da bir tanıdığınızın raketini kullanacaksanız çocuğun boyu ile raketin uzunluğunu ölçerek ortalama bir değer yakalayabilirsiniz. Eğer çocuğunuzun boyu üst sınıra yaklaşmış ise bir boy büyük raket almakta fayda var.

126 cm boyunu geçmiş çocuklarda, eğer çocuk performansa yönelik çalıştırılıyorsa raketin monoblock ( monoblock raketin boğaz kısmı tek parça ve herhangi bir ek içermez, sağdaki resim ) gövdeli olmasında fayda var.

Unutmamanız gereken küçük bir çocuğun ağır ve uzun bir raketi manevra ettirmekte zorlanması öğrenme sürecini bozacağı gibi, yaş boy oranına göre çok küçük bir raket ile oynayan çocukta gerekli kütleyi topa yükleyemeyeceği için topu karşıya atmakta zorlanacaktır.


Çocuğun Boyu Raketin boy uzunluğu
101 - 112 cm (yaş 4-6) 54 - 55 cm
113 - 125 cm (yaş 6-8) 58 - 59 cm
126 - 140 cm (yaş 8-10) 63 - 64 cm
141 - 165 cm (yaş 10-12) 67 cm
158 cm ve sonrası (12 yaş ve sonrası) 69,5 cm yetişkin raketi, bay ve bayan unisex kullanılabilir.

AKILLI TENİS !

Akıllı tenis nedir ?

Kısaca seyircileri etkileme değil, maç kazanma sanatıdır. Bazı oyuncular, maça çıkıp sadece gönüllerince vurmaktan keyif alırlar. Maçı kaybettiklerinde ise çok şaşırır ve demoralize olurlar, çoğu zaman neden kaybettiklerini de anlamaz, olayı rakiplerinin şansına, hakemin taraflı tutumuna , vs. bağlarlar..

Gerçekte ise, teniste oyuncunun daha maç başlamadan ve daha sonra her bir vuruşta dikkate alması gereken sayısız faktör vardır. Bunları kısa sürede kafasında çözümleyen , sahaya daha iyi yansıtabilen oyuncu, rakibiyle eşit vuruşlara sahipse maçı büyük olasılıkla kazanacaktır. Bu faktörleri ana başlıklar halinde toplarsak;

1-Rakibin analizi ve buna uygun oyun planının geliştirilmesi

Genelde teniste 3 tip oyuncu olduğu kabul edilir;

“A” tipi oyuncu kendi oyununa çok güvenir ve veya zaten başka bir oyun planına uygun vuruşları da yoktur. Bu oyuncular kendi oyun stillerinde ancak çok üst düzeyde iseler başarılı olabilirler. .

“B” tipi oyuncu ise rakibinin durumuna göre ve maçın gidişatına gore oyununu değiştirebilen oyuncudur. Bu tür oyuncular çok iyi olmadıkları günlerde de maç kazanma potansiyeline sahiptir.

“C” tipi oyuncunun ise belirgin hiç bir planı yoktur; o gün aklına ne geliyorsa onu oynar. içinden geleni oynar. İyi günlerinde maç kazanabilirler, ancak istkrarlı bir performans sürdürmeleri güçtür.

İdeal olan, bir oyuncunun kendi oyun planını rakibe kabul ettirmesi ve veya rakibinin oyun planını bozmasıdır. Bunun için de belirgin olan kendi oyun stilinde yeteri kadar iyi olması gerekir. Ancak yine de işlerin kötü gitmesi durumunda, alternatif bir planı ve oyun şeklinin olması istenir.. Örneğin servis vole oyuncusu iseniz ve bir şekilde işler iyi gitmiyorsa bunda artık ısrar etmenin anlamı yoktur. Genel olarak kabul edilen kriter, bir set kaybettiniz ve ikinci sette bir servis kırdırdıysanız, oyun planınızı değiştirme zamanının geldiğidir.. Ya da defansif oyununuz o gün işe yaramadıysa, daha agresif bir oyunu düşünmelisiniz.

Turnuva oyuncuları için bir diğer problem de ilk defa karşılaştıkları oyunculardır. Tanıdıkları oyunculara karşı bir çok oyuncunun zaten belirlenmiş bir oyun planı vardır. İlk defa oynayacağınız rakibinizi seyretme ve hakkında bilgi toplama imkanınız yoksa, en uygun olanı, ısınma süresince ve maçın hemen başında tanımaya çalışmak olacaktır. Isınırken örneğin üzerine doğru attığınız topa, rakibiniz % 90 forehandin e alarak vuracaktır. Bu gayet normaldir, ATP de dahi 100 oyuncudan 92 sinin FH, BH inden daha etkilidir. Ancak, rakip oyuncunun üzerine doğru attığınız topta size BH ile cevap verdiyse, maç boyunca bu oyuncunun BH ine dikkat etmekte yarar vardır. Ayrıca, vuruşlarında kullandığı grip, ayak çabukluğu oyun planınızda size yardımcı olur. Örneğin eastern grip FH e sahip ise, yüksek toplara daha rahat vuracak fakat alçak slice toplarda zorlanacaktır.

Rakibin analizinin kolay olduğu düşünülür ancak rakibinin solak olduğunu ilk seti kaybettikten sonra fark eden turnuva oyuncular dahi vardır..

Özetle rakibinizin zayıf noktalarını mümkün olduğunca erken tesbit edip, bu noktalar üzerine oyun planınızı kurmak esastır.

Bir diğer dikkat edilecek konu da rakibinizin toplarına sizin göstereceğiniz uyumdur. Örneğin rakip BH ine gelen her topa slice vuruyorsa ve siz de slice topu sevmiyorsanız, daha zayıf dahi olsa BH ine oynamanın yararı yoktur, zira çok daha fazla slice topa vurmak zorunda kalacaksınız. (çoğu oyuncu, FH den slice vuramaz !)

Rakip fileye sıklıkla geliyor ve sizi rahatsız ediyorsa, fileye hangi vuruşla geldiğine dikkat edin ve o vuruşu vermemeye çalışın. Genellikle kısa toplara, alçak slice BH ile gelmek daha kolaydır ve çoğu oyuncu bu vuruşa sahiptir.. Onun için BH ine oynarken topun yeterli derinlikte olmasına dikkat edilmelidir.

2-Oyun sırasında vuruş seçimi

Vuruş seçimi en az vuruşun kendisi kadar önemlidir. Genel kural olarak;

a)her oyunucnun mutlaka sevmediği veya daha az başarılı olduğu vuruşlar vardır. Bunları bir an once tesbit edip mümkün olduğunca rakibinize bu toplardan verin..

b)olmayan ve antremanda dahi vuramadığınız vuruşlarınızı maçta denemeye kalkmayın. Daha mütevazı, ancak daha yüksek yüzdeli vuruşlarınıza ağırlık verin.

c)filenin orta kısmının kenarlara gore nerede ise yaklaşık 2 top boyu daha alçak olduğunu farketmişsinizdir. Dolayısıyla çapraz topları fileye takma şansınız daha azdır.

d)çapraz gelen topa çapraz, paralele gelen topa paralel cevap vermek, topun yönünü değiştirmekten daha kolaydır. Mecbur kalmadıkça , özellikle kritik puanlarda çapraz topu çapraz, paralel topu paralel çevirin.

e)rakibiniz sahada sizden daha avantajlı bir konumdaysa ve sizi zorlayan, saha dışına çeken bir vuruş yaptı ise, defansif vuruşla puanda kalıp bir an once dezavantajlı durumdan kurtulmaya çalışın. Yüksek toplar bu amaçla çok uygundur; hem tekrar sahanın ortasına dönecek vakti kazanır , hem de rakibinizi , eğer fileye geldiyse, geriye doğru çekersiniz.

f)vuruş seçiminde rakibinizin zaaflarını da dikkate alın. Örneğin averaj üstü volesi fakat berbat smacı olan bir oyuncuya mecbur kalmadıkça passing shot değil, lob deneyin. Fırsat buldukça sevmediği toplardan yollayın. Keza, mükemmel volesi olmayan birine mükemmel passing shotlar deneyerek topu fileye takmanızın anlamı yoktur. Volede, ayağının dibine, alçak, yumuşak, veya üzerine sert toplar vurarak hataya zorlayın. Eğer bunları kolayca öldürebiliyor ise, o zaman daha farklı ve riskli vuruşları deneyebilirsiniz.

g)vuruşlarınızda “tahmin edilebilir” olmayın. 5 defa fileye BH ine gittiyseniz, puanı vermek pahasına da olsa, bir kere de FH ine gidin. Aksi takdirde fileye her gelişinizde rakibiniz BH köşesine kurulup sizi bekliyor olacaktır. Keza, servisinizin hızını yönünü ve falsosunu sürekli değiştirin. En iyi serviste bile rakibiniz eninde sonunda alışacak ve daha rahat çevirmeye başlayacaktır. Ço kiyi servis voleci değilseniz bile , (rahat puanlarda) bir iki kez servis/vole deneyin, her servisinizi bir adam boyu yüksekten rahatça çeviriren rakibinize bir uyarı olacak, biraz daha riskli returnlere zorlayacak ve bu sayede size bir kaç extra puan sağlayacaktır.

h)puanı kazanmak için acele etmeyin, fırsat gelmesini bekleyin, özellikle kritik puanlarda, 25 lik eşanj yapılması gerekiyorsa yapın. Kısa bir top bulduğunuzda, mümkün olduğunca etkili bir topla fileye çıkın.

i)çok belirgin avantajınız (rakibinizin belirgin şekilde ağır/yorgun olması, korttan çok geriye çıkmış olması, sizin pozisyonunuzun fileye çok yakın olması, toprak kort gibi topun fazla kalkmadığı zeminler, vs.) haricinde drop shot denemeyin. Özellikle kritik puanlarda (30-30, 30-40,40-30, tiebreak vs. gibi) drop shot çok tehlikeli sonuçlar doğurabilir..Bununla beraber, rakibinizin dengesini bozmak amacıyla rahat puanlarda drop shot deneyebilirsiniz. Drop shot doğru zamanda kullanıldığında çok etkili bir silahtır, geliştirmek için antramanlarda zaman ayırın.

j)çok koşan ve ayağı çabuk oyuncuların sağına soluna top atmakla vakit kaybetmeyin. Bu tür oyuncular koştukça daha başarılı olurlar ve tüm maçlarında koşmaya hazırlıklıdır. Fileye gidecekseniz üzerlerine doğru sert ve derin bir top veya açılı kısa vuruşlar yaparak korttan çıkartmaya çalışın. Bu tür oyuncuların çoğunun file oyunu zayıftır, kısa toplarla fileye çağırarak lob ya da passing shot deneyin.

k)her oyunucun maç sırasında kendini rahat hissettiği bölgeler vardır (comfort zone) . Örneğin ayağı çabuk , BH ine fazla güvenmeyen oyuncular, BH tarafına doğru iyice girerek FH lerini açarlar, dolayısıyla BH ine doğru her attığınız topu FH leri ile karşılarlar. FH ine doğru arada bir top atarak oradan çıkmaları dolayısıyla BH lerini açmalarını sağlayın. Ya da sürekli base line ın 1 metre gerisinde duran oyunculara sürekli kısa toplar atarak öne çekin.

3-Maça konsantrasyon

Maça daha maç başlamadan önce konsantre olmak başarı yüzdenizi arttıracaktır. Önerilerim:

a)maçın oynanacağı kulübe maçtan çok önce gitmeyin; dostlarınızla yapacağınız konuşmalar , şakalaşmalar konsantrasyonunuzu etkileyecektir. (Yarım saat makuldür)

b)maçtan once rakibinizle sohbetten kaçının, bir selam yeterlidir. Maçtan sonra istediğiniz kadar konuşabilirsiniz.

c)herhangi bir rahatsızlığınız/sakatlığınız/kafanıza takılan bir konu varsa bunu maçtan once halletmeye çalışın. Son yarım saat içinde bunu düşünmekten vazgeçin ve sadece maçı düşünün.

d)rakibinizi gözünüzde ne büyütün ne de hafife alın. Turnuvaya girmiş her oyuncunun kazanma amacı ve iddiasında olduğunu unutmayın.

e)maçı gözünüzde canlandırarak maçta yapacaklarınız ve yapmamanız gerekenleri hatırlayın. Nasıl puan alacağınızı ve maçı kazanacağınızı gözünüzde canlandırın. Daha once aynı rakiple ilgili kötü anılarınız varsa bunları unutup, bu sefer nasıl kazanacağınızı düşünün.

f)maça yakınlarınızı getirmek çoğu zaman konsantrasyonu bozar. Gelmeyi çok isterlerse sizin onları görmeyeceğiniz ve duyamayacağınız bir yere yerleştirin.

g)maç sırasında rakibiniz, hakem ve seyircileri unutun. Hakem belki aleyhinize bir iki karar verecektir, ancak kasıtlı değilse çok nadiren bunlar maçı kaybetmenize yol açar. Ancak hakemle dalaşa girip konsantrasyonunuzu kaybederseniz, maçı kaybetmeniz kesin gibidir.

h)çoğu oyuncu bir şeye kafayı takıp maç öncesi veya sırasında konsantrasyonlarını bozarlar..”bu rüzgarda tenis oynanmaz, zemin çok bozuk, ışıklar çok kötü, çok gürültü var, çok soğuk, vb.gibi ” Unutmamanız gereken rakibinizin de tamamen aynı şartlarda olduğudur, dolayısıyla şartlarla kavga etmek yerine onları kullanmayı öğrenin. Örneğin rüzgar size karşı esiyorsa, drop için çok uygundur, lop daha kolaydır. Işıklar kötü ise daha fazla lop deneyin, veya fileye çekip passing shot deneyin (volede topu daha iyi görmek gerekir ve az ışıkta daha güçtür) , vs.

i)puan aralarında stratejiye kafanızı takmayın. O puanı unutup ileriye bakın. Ancak her eşanjda oturduğunuzda işler kötü gidiyorsa bunun kendi hatalarınızla mı, yoksa rakibinizin çare bulamadığınız vuruşlarından mı olduğunu analiz etmeye çalışın. Örneğin zayıf olan 2.servislerinize vurarak fileye gelmeye ve puan almaya başladı ise, risk alarak biraz daha etkili 2. servis atmaya çalışın, hepsinden önemlisi 1. servisinizi içeri koymaya çalışın. Sizi rahatsız edecek ölçüde fileye gelmeye başladıysa, arada bir dışarı atma pahasına daha uzun toplar atarak fileye sokmamaya çalışın. Maç iyi gidiyorsa hiç bir şeyi değiştirmeyin; o ana kadar ne yapmakta iseniz aynen devam edin. Maç aleyhinize döndü ise, saha değişimlerinde hakkınız alan süreyi sonuna dek kullanın, acele etmeyin. Rakibinizin oyunun temposuna ayarlamasına izin vermeyin.

j)kort değişimi sırasında rakibinizle konuşmayın. Bazı oyuncular bilerek , bazıları sadece sohbet ederek rahatlama adına bu yola başvururlar, genellikle ayağının çektiğinden, kolunun çok ağrıdığından , akşam çok içtiklerinden vs. bahsederler ve gevşemenize yol açarlar. Korta döndüklerinde de genellikle her zamankinden çok koşarlar..

k)maç sırasında ihtiyacınız olabilecek herşeyi çantanızda bulundurun (yeteri kadar T-shirt, gözlük, yedek raket, grip, yara bantı, bir ağrı kesici,enerji içeceği.vs.) Bunlar, ihtiyacınız olduğunda ve elinizin altında bulunmadığında dikkatiniz ciddi ölçüde dağılabilir.

l)hakemsiz maçlarda, net olarak out görmediğiniz topu rakibinize vermek oyun kuralları gereğidir, “çift top yapalım” diye bir kural yoktur. Bir kaç top çalarak maç kazanmanız çok zor olduğu gibi, konsantrasyonunuzu kaybetmek çalacağınız bir toptan daha pahalıya patlar.. Eğer rakibiniz aynı yola başvuruyorsa kendisini nazikçe uyarın. Devam ediyorsa, rakibinize başhakemi çağırmak durumunda olduğunuzu hatırlatın ve öyle yapın. Kesinlikle rakibinizle tartışmaya girmeyin.

m)son olarak, cep telefonunuzu maçtan bir saat once kapatın. Son dakikada gelecek bir çağrı tüm motivasyon ve konsantrasyonunuzun kaybına sebep olabilir.

4-Maç sırasındaki kazanma motivasyonu

Maç oynanırken çoğu zaman “ben bu maçı kazanıyorum”, ya da “kaybediyorum” şeklinde düşünceler aklınızdan geçmiştir. Bazen , özellikle kötü oynadığınız bir günde ümidinizin kırılıp “şu maç bitse de gitsem” noktasına geldiğiniz de olmuştur. Bu düşünceye kapıldığınız andan itibaren zaten artık maçı kazanma şansınız kalmamıştır. Tenis skor sistemi itibarile zamana karşı değil puana karşı oynanan bir oyundur. 6/0-5/0, 40-15 den dönen maça dahi şahit oldum. Şansınızı sonuna dek kullanın. Yorulduysanız, kendi yorgunluğunuza değil, rakibinizin ne kadar yorgun olabileceğine odaklanın, Ayağınız çekmeye başladıysa, kendi ayağınıza değil, rakibinizin daha önemli bir sorunu olabileceğine odaklanın. Çok kötü oynuyor ve istediğiniz vuruşlarınızı yapamıyor ve rakibinizin her vuruşu çizgilere düşüyorsa dahi, maçın dönebileceğine olan inancınızı kaybetmemeye çalışın.

Her maçın belli kopma noktaları vardır, bu noktalarda özellikle daha konsantre olmayı ve rakibinizin direncini kırmayı öğrenmelisiniz. 30-30 puanları, 3. setin ilk oyunu, her oyunun 3.cü puanı,setin 7. oyunu diğerlerine gore daha kritik ve belirleyicidir. Bunları özellikle dikkatli oynamaya çalışın, riskli vuruşlardan kaçının. (drop shot, parallel top spin BH, vs.)

Özetle; daha akıllı tenis oynamanız vuruşlarınızdan maksimum verimi almanızı sağlayacak ve daha fazla maç kazanma yolunda size yardımcı olacaktır. Aranızda büyük vuruş farkı olan rakiplerinizi yenmekte yardımcı olmayabilir. Önemli olan potansiyelinizin maksimumunu ortaya koymanız ve mevcut şartları lehinize kullanmanızdır. Hiç bir mağlubiyeti ya da galibiyeti çok ciddiye almayın. Tenis neticede bir oyun, profesyonel oyuncu değilseniz, hayatınızdaki tek amaç olmamalı. Maçtan sonra, ilk iki üç saat maçı artık düşünmeyip rahatlamaya çalışın. Daha sonra sağlıklı bir analiz yaparak neyi doğru neyi yanlış yaptığınızı bir kenara not edin. Belirlediğiniz vuruş eksiklerini –gerekirse- bir profesyonelden yardım alarak geliştirmeye çalışın. Kış ayları bu iş için çok uygundur. En iyi antremanın maç olduğu görüşü büyük ölçüde doğrudur , ancak servis, 2.servis, smaç gibi vuruşları her maçta yeteri kadar vurma şansınız olmayacaktır, bunlara ayrıca vakit ayırmak gerekir. Double oynamak file oyununuzu geliştirmede çok yardımcı olacaktır, fırsat buldukça deneyin.

Son olarak da ayaklarınızın çabuklaşması, nefes ve dayanıklılığınızın yeterli seviyede olması ve sakatlıklardan uzak olabilmeniz için vucudunuzu kuvvetlendirmeniz büyük önem taşır. Kendi ihtiyacınıza gore gerekli güçlendirme , streç, kardiyovasküler çalışma programını bir uzman yardımıyla geliştirip sürekli uygulayın.

Genel beslenme alışkanlıklarınıza ve özellikle turnuva boyunca çok özen gösterin. Bir gece önce dikkatsizce alınan besinlerden dolayı, ertesi gün final maçında ishalden ayakta duramayacak duruma gelebilirsiniz. Son olarak beslenme ve uyku ile genel olarak kabul edilen görüş, önemli maçlar öncesinde genel alışkanlıklarınızdan sapmamaktır. Her akşam bir bardak bira ya da şarap içiyorsanız, yine için. Ya da içmiyorsanız, rahatlarım diyerek içmeyi denemeyin, her zamankinden değişik şeyler yiyip içmeyin. Her akşam geç yatmaya alışıksanız, maç öncesi çok erken yatmaya yeltenmeyin.

Bütün bunlara rağmen tabii ki kaybedeceğiniz maçlar olacaktır, bu durumda rakibinizin ve varsa hakemin elini sıkıp kutlamaktan başka yapacak bir şey yoktur. Her kaybedilen maç, doğru değerlendirildiği takdirde, bir sonraki maçta ya da turnuvada daha da iyi olmanız için bir fırsattır..

Hepinize başarılar..

Müsabaka Tenisi ve Maç Kazanma Sanatı

Müsabaka Tenisi ve Maç Kazanma Sanatı

th_26_2Bazen uzaktan bir tenis maçı seyrederken, bir oyuncunun diğerini “perişan” ettiği izlenimine kapılır, maç sonunda skoru sorduğunuzda ise karşı tarafın maçı 6/1-6/2 kazandığını öğrenirsiniz. Ya da çok iyi vuruşlara sahip oyuncuların kendilerinden çok daha kötü vuruşlara sahip (ya da en azından dışarıdan öyle görünen) oyunculara yenildiklerini görürüz. Peki neden ?

Teniste bir çok oyuncu vuruşun temel olduğunu ve topa iyi vurduğu takdirde maçı kazanacaklarını düşünürler. Gerçek maalesef tam öyle değildir...

th_26_3Birincisi tenisteki puantaj sistemi güzel vuruş yapana değil, topu rakibinden bir kere daha fazla rakip sahaya atabilen oyuncuya puan verilmesini öngörüyor. Çok zor ya da çok gösterişli bir vuruş yapan oyuncu 2 sayı ya da game kazanmıyor ; aldığı riske karşın yine bir puan kazanıyor. Ayrıca, çok kolay bir sayıyı alamayan oyuncu puanı alamadığıyla kalmıyor, bir de puanı rakibine hediye etmiş oluyor. (Örneğin futbolda penaltı kaçıran takımın aleyhine gol yazılmıyor, ama teniste böyle oluyor..) Bugün ATP de dahi, kazanılan puanların sadece %20 si winner (doğrudan puan alıcı vuruş) dan kazanılırken %80 i rakibin hatalarından alınıyor..

th_26_4İkincisi güzel bir vuruş ile rakibi hataya sürükleyen dolayısıyla puan kazandıran bir vuruş her zaman kolay ayırt edilemiyor. Örneğin özellikle veteran tenisinde rakibin backhandine doğru atılan derin ve yüksek bir top görüntü olarak etkileyici olmamakla beraber yine rakibin backhandine atılmış müthiş sert bir toptan daha etkili sonuç verebiliyor. (Zira ya o sert vuruş kıl payı outa gidiyor ya da ayakları çabuk bir oyuncu bir şekilde raket koyarak topu tekrar rakip sahaya atabiliyor..Halbuki yumuşak ve yüksek bir topa özellikle Backhand tarafından vurmak, tecrübeli oyuncular için dahi zordur..)

Modern tenis te başarı için temel vuruşlar (geri saha, servis , return, vole ve smaç) kabaca %40 rol oynarken , fiziksel fitness (ayak çabukluğu, dayanıklılık, kuvvet, vs) %20, mental oyun % 40 rol oynamaktadır. Fitness ile vuruşlar arasında yakın bağlantı olduğunu da göz önüne almak gerekir, örneğin ayakları çok çabuk olmayan bir oyuncu vuruşa sahip olsa dahi, yeteri kadar çabuklukla pozisyon alamayacağından muhtemelen o sahip olduğu vuruşu başarıyla gerçekleştiremeyecektir. Ya da , dayanıklılığı olmayan bir oyuncu çok iyi attığı güçlü servisleri maçın sonuna doğru koluna, omuzuna giren ağrılarla atamayacak hale gelecektir.

Tenisçi Dirseği! DİKKAT!

Tennis Elbow (Tenisçi Dirseği Rahatsızlığı)


***Öncelikle bu yazı tamamen kort tecrübelerimizin ve çeşitli ortamlardaki (kitap, dergi, sohbet vb.) bilgilerimizin sonucudur. Kolunda tenis oynamasına problem oluşturacak ağrısı olanlar veya hiç problemi olmayanlar yazımızı dikkatle takip etsinler...

BELİRTİLER: Raket tutan kolun ön kısmının dirseğe yakın bölümü ve dirsekte sancı, yanma şeklinde; ayrıca çok hafif cisimleri bile kaldırırken duyulan rahatsızlıklar şeklinde görülür. Tenis oynamayanlarda da olabilir.

Teniste, profesyönellerde değilde, daha çok amatör oyuncularda görülür. Amatörlerde olmasının baş nedenide yanlış vuruş stilleri ve altyapı yetersizliğidir. Stilden kastettiğimiz backhand vuruşlarını tek elle düz ve spin vuranlardır. Yalnız burada çok önemli bir ayrıntıyı belirteyim. Tek el backhand vurulurken, normalde "sol el" topa hazırlık esnasında sağ ele yardımcı olarak raketi boğazından destekler, vuruş sağ elin tersiyle (sol el bırakılarak) yapılır. Ancak bizim sokak tenisi dediğimiz backhand stilinde tenis oynayanlar sol ellerini (yardımcı el) hiç bir şekilde kullanmazlar. Raket sağ elin uzak tarafında olduğu için denge noktası ileri doğru kayar ve raket ağır basar. Böylece anotomimize de ters olan bu hareket dirsekdeki kaslarda problem meydana getirir. Görüntü olarakda çirkin gözüken bu vuruş stili, teknik ve ciddi çalışmalar yapmadan oynayanlarda sıkça görülür ve birçok kişinin kolu bandajlı gezmesine neden olur. Ancak kolu çok kuvvetli kişilerde sol el kullanmadan backhand vuruşunu idare edebilmektedirler. Yalnız performansları çok düşüktür.

Bu konu ile bir çok yazı ve makalede yukarıda değindiğim backhand vuruşundan hiç bahsetmemiş olabilirler. Bizce elbowdan korunmak için aşağıdaki konulara dikkat etmek gerekir:

***STİL: Tenise yeni başladıysanız ve vuruşlarınız oturmamışsa kesinlikle çiftelbackhandi ve sol el denetiminde vurmak. Eğer tek el vuruluyorsa sol el desteğinin bir antrenör ile kontrollü olarak çalışılması ve duvarda bol pratik. Eğer hareket iyice oturmuşsa düz ve spin vuruşlar yerine yavaş veya slice vuruşlar denemek. Stilde diğer dikkat etmemiz gereken konuda kol gücüne dayalı vuruşlar yerine tüm gövdenin teknik bir zincirlemeyle topa yansıtılmasıdır. Buda vuruş gücünü arttıracağı gibi kolumuzun enerji sarfiyatını ekonomikleştirecektir. Çok az da olsa diğer dikkat edilebilecek taktik seçenekler backhandimize gelen topları forhande kaçmak, aşırı agresif oyunu beceremiyorsak daha derli toplu bir oyun denemek fayda getirecektir. Eğer backhandiniz yukarıdaki tanımlamalara uygun ve hala dirsek problemi varsa aşağıdaki seçenekleri inceleyelim.
* OYUN HIZI: Televizyondaki servis atışlarını görüp, onlarla aynı hızda servis atmaya çalışmak biraz hayal gibidir. Tenis oyuncuları 4 yaşından itibaren özel ağırlık, beslenme ve teknik antrenmanlarla bu günlere gelebilmektedir. 100 metreyi nasıl 10 saniyede koşamazsanız, Naim gibi 200 kiloluk halter kaldıramazsanız, 180 km hızla servis atamazsınız. Tenis oynayanlar hareketleri seyredip, okuduğunda atacaklarını zannederler. Oysa bu önce çalışma sonra yetenek işidir. Sonuçta, ısrarla usta oyun oynama sevdası, maçları kaybettirdiği gibi birde üstüne kolunuzu ve belki tamamıyla tenisinizi de kaybedebilirsiniz.
* OYUN SÜRESİ ve SIKLIĞI: Antrenman ve maçlar bazen uzar gider. Sakatlanmalar yavaş yavaş oluşabileceği gibi aniden de olabilmektedir. Tüm araştırmalarda ciddi sakatlıkların oyunun son %20 lik bölümünde çıktığını ortaya koymaktadır. Adalelerin yorulması, konsantrasyonun azalması ile birlikte istenmeyen durumlar oluşmaktadır. Oyun tadında kesilmeli, maçlara girilecekse muhtemel rakiplerinizi düşünerek, gerekli altyapı çalışmaları yapılarak turnuvaya girilmelidir. Haftada 3 gün düzenli tenis oynayanlarda elbow fazlaca görülmemektedir.
* KONDİSYON ÇALIŞMALARI: İyi ve sorunsuz tenis oynamanın baş koşulu temel kondisyondur. Ayakları gitmeyen bir tenisçi topa yetişemediği için kolu veya bileğini incitebilir; bir uzman kondisyonerden belirli bir dönem, tenisteki hedeflerinize paralel düzeyde neler çalışmanız gerektiğini öğrenmelisiniz. Basitçe yapmanız gerekenler ise, dayanıklılık için haftada bir uzun mesafe koşuları, sürat için kortiçi sprint eksersizleri, esneklik ve kas performansı için her antrenman önce ve sonrası strec (gerdirme) çalışmaları, kas kuvveti ve dayanıklılığı için ağırlık veya vücut ağırlığıyla çalışmalar yapmak gerekir. Hiçbirini yapamıyorsanız niye sakatım ve maç kazanamıyorum demeyin. Vakti az olanlar için, haftada iki gün evde mekik ve push up yapılmasını öneririz. Elbow problemleri olanlar ise önkol bölgesini çok kontrollü biçimde ağırlık ve stretching çalıştırmalıdırlar. Bu konu ile ilgili ağırlık çalışmalarını kasım 2003 te kondisyon bölümümüzde bulabilirsiniz.
* RAKET: Raket amatörler arasında elbowa ilk neden olarak görülmektedir. Bu konu raket satıcılarını iştahlandırmaktadır. Gelişen raket teknolojisi, bilinçli bir raket seçiminde elbow riskini azaltmaktadır. Ancak yinede elbow için raketin sapı el ölçüsüne uygun olmalıdır. Çok ince olması bileğin raketi aşırı sıkmasına, kalın olması kavrama ve dönme momentlerinin artmasına neden olur. Diğer bir etken raket kafasıdır. Genis yüzeyli raket başları güçü arttıracağından kola gelen baskıyı azaltır. Usta raketleri genel kütle olarak ağır, kafaları hafif ve küçüktür. Eğer amatör ve kolunuz dertli ise Agassinin oynadığı raketlere özenmeyiniz. Raketle ilgili diğer faktör genel ağırlığıdır. Ağır bir raket oyun gücü ve manevralarınızı etkileyebileceği gibi kolunuzuda etkileyebilir. Son olarak raketin kordaj yada telinden bahsedelim. Tel kaliteli olmalı ve çok gergin çekilmemelidir. Gergin tel esnemeyi azaltacağı için daha fazla güç kullanımına gereksinim duyulacaktır. Unutmadan diğer bir uyarımızda strech raketler. Uzun raketler avantaj sağladığı gibi dez avantajda sağlar. Bu konuyu strech raketler konusunda inceleyeceğiz.
* TOP: Topların havalarının inik olması aşırı güç harcanmasına neden olur, top hissiniz bozulacağı gibi elinizide yorabilirsiniz. Kabak toplarla oynarkende aşırı hızlı seyretmeleri, ani ve uzak temaslarda incinmelere neden olabilir. Ayrıca ıslak kortlarda ağırlaşmış toplarla oynamak kolumuzu yorabilir.
* KORT YÜZEYİ: Parke zeminler gibi standart olmayan kortlarda, özellikle hızlı kortlar topun kayarak gelmesine, buda kolda baskıya neden olabilir. Diğer dikkat etmemiz gereken çok bozuk kort yüzeyleri, eski beton kortlar yada bakımsız toprak kortlar ani yön değişikliklerine neden olup refleks hareketlerimizde hazırlıksız yakalanabiliriz.
* ISINMA: Oyuna başlamadan önce gerdirme hareketleri yapılmalı, duvar çalışması imkanı varsa duvar yapmalı yada bir oyuncuyla mini tenis çalışması yapılmaldır. Diğer tespitlerimizden biriside, korta hiç ısınmadan çıkıldığı gibi birde hemen arka çizgiye çıkılarak, bütün gücüyle topa vurmaya başlayan tenisci tipleri vardır. Bu kişiler kendilerini sakatlayacakları gibi partnerlerinide sakatlarlar. Oyuna başlamadan önce mini tenis sahasında 5 dakika kadar ısınıp geriye kontrollü vuruşlarla açılmanızda büyük fayda vardır.
* YAŞ ve TECRÜBE: Ne yazık ki yaşla birlikte elbow riskininde artacağını düşünüyoruz. Eğer artan yaşınızla beraber antrenman düzeniniz bozuluyorsa iddalı oyunlardan kaçınmanızı, çiftler oyununu arttırmanızı tavsiye ederiz. Tecrübe ise uzun yıllar tenis oynayan kişilerin daha dirençli olabileceği gibi yılların verdiği bir deformasyonda kol ağrılarının artmasına neden olabilir.
* BECERİ DÜZEYİ: Top kabiliyeti uzun yıllar ve çalışmaların sonucu oluşturulan bir meziyettir. Daha öncede söylediğimiz gibi oyun seviyemize en uygun seçeneklerde antrenman yapmaya çalışmak, sakatlıklara karşı en büyük koruyucu olacaktır. Bayanlar daha zayıf kas yapısına sahip olduklarından backhandi kesinlikle çiftel denemelidirler.
* ÖNKOL BANDAJI: İyi tasarlanmış bir bandaj koldaki gerilim kuvetlerinin yer ve yönlerini değiştireceğinden faydalı olmaktadır. Tennis elbow ile ilgili diğer yazımız tennis elbow 2, Op.Dr. Altuğ Çalışır tarafından hazırlandı Kasım 2003.


ALINTI! Ali Ayaz

Herkese sakatlıklardan uzak keyifli oyunlar dileriz.

2 Temmuz 2010 Cuma

AGRESİF FOREHAND

Agresif forehand...

Joseph Henriques / 15.09.2009

AGRESİF FOREHAND'E SAHİP BİR OYUNCUYU NASIL YENERİZ?

Belli bir oyun tipi olan oyuncuya karşı etkili oynamanın yolu, tam olarak ona karşı nasıl oynayacağını bilmekten geçer.

RAKİBİNİZ
Genel itibariyle agresif bir forehand üzerine kurulu tenis oyuncusunun oyun profili aşağıdaki özellikleri barındırır:

1. Her fırsatta forehandini kullanmayı dener.
2. Servis ve hemen ardından yapılacak bir atak stratejisini kullanır.
3. Mümkün oldukça backhand tarafına koşturmaya çalışır.
4. Etkin olarak içten dışa forehand (backhand tarafından orta servis çizgisine doğru oynanan forehand) vurur ve hem derin hem de kısa kros kort vuruşlarda bu topları çizgiye yakın göndermeyi hedefler.
5. Fiziksel açıdan iyi durumdadır. Her iki tarafını daha dengeli kullanmaya çalışan oyunculara oranla kortu daha iyi kaplamayı bilir.
6. Bu tarz oynayan oyuncular daha güçlü ve spinli vurabilmek için genelde semi-western tutuşa sahiptir.
7. Oyunun büyük bölümünü kortun arka bölümünde oynama eğilimine sahiptir.

Bu özelliklere sahip bir oyuncuya karşı yapacağınız mücadeleye gelince� Öncelikle, böyle bir rakiple oynarken başarınızın anahtarı, vuruşları net yapabilme kabiliyetinizle doğru orantılıdır. Eğer vuruşunuz diagram 1�de gösterilen gölgeli alandaki herhangi bir yere düşerse, rakibiniz muhtemelen forehand ile karşılık verecektir. Fiziksel açıdan hazır olduğu için kortun büyük bölümünde de bu vuruşu yapabilir.

GENEL TAKTİK HEDEFLERİ
1. Rakibinizin daha yüksek bir oranda backhand vurmasını sağlayın.
2. Rakibinizin forehandine vurduğunuzda, kullanacağınız uzunluk ve yaratacağınız farklı açılar ile hücum yapmasına engel olun.
3. Özellikle servis atarken ve servis karşılamada, rakibiniz geri çizgide bulunduğunda forehandine yüklenmesine engel olun.

AGRESİF FOREHAND�İ OLAN RAKİBE KARŞI TAKTİKSEL İNCELİKLER

A - Topun yerden sektikten sonra alçak kalmasını sağlayan slice backhand ile oynayın. Bu şut seçimi, rakibin hücum yapmasını engellediği gibi size savunma ve kontratak üretmede kolaylık sağlar.

B � Rakibiniz, genellikle orta servis çizgisinin backhand tarafında pozisyon alacaktır. Dolayısıyla kenar çizgisinin üzerine düşen slice toplar başarı için anahtar konumdadır. Rakibinizin forehand tarafında boşluk olduğunda ise topu alçak tutarak hücumu engelleyin.

C � Rakibinizin defansif cevap vuruşları genelde çapraz korta gidecektir (Diagram 2). Bu durumda iki farklı seçeneği değerlendirmeniz mümkündür: Açık taraftaki boşluğa vurmak, ya da geriye rakibinizin boşalttığı alana doğru vurmak.

D � Rakibinizin forehandinin üzerine vurmayı seçtiğinizde ise, karşı tarafın puan kazanma şansını topu derin göndererek azaltabilirsiniz. Çoğunlukla forehand şutlarında atak vuruş deneyen rakiplere karşı belli bir uzunlukta peş peşe sağlam vuruşları yapabilmek, bu noktada uygulanacak en sağlıklı taktiktir. Bu rallide onu, doğru olmayan vuruşlara doğru zorlayabilirsiniz.

Örneğin; NJT Türkiye takımında çalıştırdığımız Oray Çezik, bahsettiğimiz gibi semi-western tutuşa sahiptir ve bunun sayesinde hem güçlü, hem de spinli vuruşları yapabilmektedir. Ancak bu vuruş alçak gelen toplara karşı çok iletken bir vuruş sağlamaz.


Rakibiniz (A), grafikteki şutu (1) oynadıktan sonra, karşılık olarak arkasındaki çizgiye slice veya topspin göndermeniz gerekebilir (2). Eğer rakibiniz 3 nolu şutu oynarsa, açık korta son cevap verme hakkınız ortaya çıkar (4).

SERVİS ATARKEN
Servis atarken, rakibinizin hücumunu engellemeyi düşünmelisiniz. Bu durum, özellikle ilk servise oranla hızını düşürdüğünüz ikinci serviste büyük önem taşır. İkinci servisiniz daha derin ve backhand�e yönelik olmalıdır. Genellikle iki servisi de rakibinizi durdurmak için forehandine attığınızda ise, oyuncunun backhand tarafına dönüşü hayli zorlaşır.

SERVİS KARŞILARKEN
12 yaşındaki Adanalı NJT oyuncusu İpek Soylu�nun servis karşılamada yaptığı gibi net vuruşlara sahipseniz, rakibinizin size en iyi vuruşla hücum yapmasını engelleyebilirsiniz. Eğer return vuruşunun Şekil 1�deki gölgeli alana düşerse, rakip büyük bir oranla karşılığı güçlü bir forehand vuruşu ile vermeye çalışacaktır. Bu durumda, rakibinizin hücum seçeneklerini etkisiz kılmak için kesin bir duruş sergilemek başarının anahtarıdır.

ÖZET
Tenis oyununun özelliklerinden biri, farklı yapıda oyuncularla oynamanız ve bunlara karşı yüzleştiğiniz çeşitli problemleri çözmenizdir. Eğer oyununuzu geliştirmek isterseniz, rakiplerinizin farklı oyun stilleri ve taktikleriyle bezeli oyununu değerlendirme sanatını ve bunlara karşı uygulayabileceğinin taktikleri öğrenmeniz gerekir.

KONSANTRASYON

Konsantrasyon

Ömer Ateş / 25.09.2009

Hepimizin bildiği gibi konsantrasyon başarıya giden yolda anahtar rol oynamaktadır. Başarıya ulaşan veya üstün performans gösteren sporculara başarıda ne gibi faktörlerin etkili olduğu sorulduğunda genellikle verilen cevapların başında müsabakaya iyi konsantre olduklarını ifade etmeleridir. Aynı şekilde beklenen performans gösterilemediği zaman bunun altında yatan en önemli faktörlerden birinin de yeterli konsantre olamamak yatmaktadır. Peki o zaman konsantrasyon nedir? Konsantrasyonumuzu etkileyen faktörler nelerdir? Nasıl daha iyi şekilde konsantre olabiliriz?



Hepimizin bildiği gibi evde, okulda, iş hayatında ve sahada (kortta) duyduğumuz klasik cümleler vardır. �konsantre ol�, �kendini maça veya derse ver� gibi fakat kimse bize bunun nasıl olacağını söylemez veya söyleyemez. Konsantrasyon dikkatin belli bir noktaya toplanmasıdır veya bulunduğumuz zaman dilimine kendimizi zihinsel olarak kilitlemektir. İyi konsantre olabilmek düzenli bir çalışmadan ve fazla tekrardan geçmektedir. Bunun yanında konsantrasyonumuzu etkileyen faktörlerin bilinmesi de çok önemlidir çünkü sporcular konsantrasyonunu etkileyen faktörleri teşhis edemezlerse çözüm bulmakta zorlanırlar ve bu kısır döngü haline dönüşür. Bunun sonucunda sporcular bu gibi durumları kabullenerek bir davranış haline getirirler bu da onların karakterine daha sonrada kaderine dönüşür.

Sporcularla yaptığım çalışmalarda sporcuların konsantrasyonlarını olumsuz yönde etkileyen birçok önemli etken ortaya çıkmıştır. Bu etkenler spor psikolojisi terminolojisinde iç etkenler ve dış etkenler olarak 2�ye ayrılır. İç etkenler: Korku, baskı (özellikle anne-baba�nın yaptığı baskılar) üzüntü, kızgınlık, yapılan hataları düşünmek, gelecekte hata yapmaktan korkmak, aşırı derecede analitik olmak, olumsuz düşünceler, düşük motivasyon. Bu etkenler kişinin kendi kendine yarattığı engellerdir. Dış etkenler: Olumsuz hava koşulları, hakem, seyirci, medya, ve rakibin üstün performansı. Bu etkenler tamamen kişinin dışında gelişen çevresel etkenlerdir. Kişi bu gibi etkenleri kontrol edemez. Gerek yurt dışında gerekse yurt içinde sporcularla yaptığım çalışmalarda konsantrasyonlarını daha çok iç faktörlerin etkilediğini gördüm. Bunun temelinde kişinin düşünce, davranış ve duygusal yapısı önemli derecede rol oynamaktadır.

Bir çok sporcu müsabaka öncesinde rakibinin sıralamadaki yerine, daha önce onla yaptığı ve kaybettiği müsabakalara veya içindeki olumsuz hislere kapılarak maça sonucu kabullenerek çıkmaktadır. Bu gibi durumlarda sporcu olumsuz düşüncelerle özgüvenini azaltmaktadır bu da sporcunun daha fazla strese girmesine sebep olur. Bu gibi faktörler sporcunun konsantrasyon kalitesini olumsuz yönde etkiler ve müsabaka sırasında bir birini takip eden hatalar yapmasına sebep olur. Bazen sporcular maça çok iyi konsantre olmalarına rağmen müsabaka içinde konsantrasyonları çok çabuk dağılabilmekte ve tekrar toparlamakta güçlük çekmektedirler.

Bunun en büyük sebepleri dikkatin bir önceki hataya verilmesi ve bu hata üstünde gereksiz yere düşünülmesidir. Bunun yanında sporcular kendilerine hata toleransı vermemektedir. Tenis gibi hem fiziksel hemde mental olarak zor bir spor dalında sporcunun kendisine sıfır tolerans veya 1-2 hata toleransı vermesi gerçekçi değildir. Sporcular elbette daha az hata yaparlarsa kazanma şansları artacaktır. Fakat önemli olan kazanmak için daha az hata yapmamaya odaklanmak yerine kendisinin performansını artırıp kazanmasına yardımcı olacak taktiksel, tekniksel ve mental faktörlere odaklanmasıdır. Şunu aklımızda tutmakta fayda vardır hata yapmaya odaklanmak bizim daha fazla hata yapmamıza sebep olur.

Bir önceki yazımda da belirttiğim gibi double fault yapılmasının en büyük sebeplerinden bir tanesi ya double fault yaparsam düşüncesidir. Bu gibi durumlarda sporcular sadece etkili bir servis atışı için yapılması gereken unsurlara dikkat etmesidir. Mesela; servisi atan tenisçi dikkatini topu atmak istediği yere vererek zihninde topun oraya düştüğünü hayal edip, derin nefes alması kendisini hem fiziksel hem de zihinsel olarak rahatlatacaktır. Elbette iyi bir servis için gereken tekniksel özelliklere dikkat etmelidir. Kendisine kısa sözlerle tekniksel ve taktiksel direktifler verebilir mesela; daha yükseğe, raketi daha iyi kapat veya daha sakin gibi.

Konsantrasyonun temelini dikkat oluşturmaktadır ve biz bunu ne kadar iyi bir şekilde algılarsak konsantrasyon kalitemiz o kadar artar. Dikkat hedefe yönelik bilinçli bir algıdır. Iki unsur dikkatin kalitesini belirler.

Dikkatin daraltılması : Dikkatin yalnızca bir noktaya toplama yeteneğidir. Örnek: servis atışında topu atmak istediğiniz noktaya odaklanmak veya return konumunda sadece topa odaklanmak.

Dikkatin genişletilmesi : Dikkatin birden daha çok unsura yöneltilmesidir. Örnek: Ralli (rally) veya vole sırasında hücum ederken rakip oyuncunun konumuna göre topa iyi şekilde vurup sayı almak için en uygun seçeneklerin gözden geçirilmesi.

Burada sporcunun seçenek unsurları 1�den daha fazladır. Mesela: sporcu rakibinin pozisyonuna göre topu onun soluna veya sağına hangi vuruş şekli ve şiddetiyle vurma seçeneklerini dikkate alır. Eğer sporcu bu seçenekleri farkına varırsa sayı alma şansını arttırır. Bu gibi durumlarda sporcular dikkatini etkili şekilde genişletirlerse seçenekleri daha çok artacaktır fakat bundan sonraki basamak dikkatin etkili şekilde daraltılmasıdır yani en etkili seçimin yapılmasıdır.

Bir çok tenis müsabakasında bazı tenisçiler inanılmaz basit hatalar yapmaktadır bunun en önemli sebeplerinden bir tanesi dikkatin genişletilmesi ve daraltılmasındaki mekanizmanın iyi işletilememesidir. Mesela; çok uygun bir vole durumunda sporcunun ya bunun gibi basit bir pozisyonu kaçırırsam gibi düşüncesi dikkatin etkili şekilde daraltılamamasına sebep olur bu da sayının kaçmasına�.

İYİ KONSANTRE OLMANIN VE BUNU KORUMANIN YÖNTEMLERİ

İyi konsantre olmak ve bunun devamlılığı sağlamak kuşkusuz sporcunun performansının artmasında katkısı büyüktür. Sporcular bazen bir maça çok iyi konsantre olabilirler fakat maç içinde gelişen olaylar mesela rakibin ilk oyunu veya seti atması veya kritik bir hakem hatası konsantrasyonlarını olumsuz etkileyebilir eğer sporcuların konsantrasyonunlarını tekrar kazanamazlarsa bu sonuca olumsuz yönde etki eder. Iyi konsantre olmak bunun devamlılığını sağlamak ve dağılan konsantrasyonun hızlı bir şekilde geri toparlamak için bir takım stratejiler kullanılabilir..
Örnek:
* Tetikleyici kelimeler veya fiziksel dürtüler kullanmak.
* Derin nefes tekniğini kullanmak.
* Zihinde canlandırma yapmak.

TETİKLEYİCİ KELİMELER KULLANIN: Kullanılacak kelimelerin kısa, olumlu ve yapılan spor türüne uygun kelimeler olması.
Örnek: Sakin ol, topa bak, dizlerini kır, ayaklar�.

TETİKLEYİCİ FİZİKSEL DÜRTÜLER KULLANIN: Dikkatinizin dağıldığı an veya stresli olduğunuz zaman fiziksel dürtülerle dikkatinizi toplayabilir ve kendinizi kontrol edebilirsiniz.
Örnek: Alkışlamak, elle bacağa hafifçe vurma v.s

DERİN NEFES ALMA: Beynimiz saniyede 750 milyon uyarıyı analiz eder ve bunların yarısını vücüda göndererek bizi yönlendirir. Bu kadar etkili şekilde çalışan beynimiz aldığımız oksijenin %25�ini kullanır. Evet yanlış duymadınız bunları 1200-1600 gram ağırlığındaki beynimiz yapmaktadır. Müsabaka sırasında veya öncesinde aşırı derecede gergin olmak ve strese girmek bu işleyişi bozar. Çünkü vücudumuzdaki kaslar( 600�den fazla) aşırı derecede sertleşerek esnekliğini kaybeder. Beynimizin oksijene duyduğu ihtiyaç artar eğer yeterli oksijen beyne ulaşmazsa bu da vücudumuzla beynimiz arasında koordinasyon bozulmasına sebep olur. Bunların sonucunda kişi kendini kontrol etmekte zorlanır bu yüzden gerginlik, kızgınlık ve dikkatin dağılması gibi durumlarda derin nefes alma yöntemi hem fiziksel hemde zihinsel olarak bir rahatlık sağlar buda daha iyi konsantre olmayı kolaylaştırır. Bu tekniği etkili bir şekilde kullanabilmek için belirli kriterlerin uygun bir şekilde yapılması gerekmektedir.

* Burundan yavasça nefes alınır 3-4 saniye.
* Öncelikle diafram daha sonra ciğerler hava ile doldurulur.
* Nefesin 2 saniye tutulması.
* Nefesin çok yavaş bir şekilde ağızdan verilmesi.

ZİHİNDE CANLANDIRMA: Sporcunun maç içinde yapmak istediği şeyleri beş duyu organını ( görme, koklama, işitme, hissetme, ve tatma) kullanarak kafasında prova etmesidir.

Etkili zihinde canladırma için gereken unsurlar:

* Rahatlamış bir şekilde olmak.
* Olumlu şekilde hayal etmek.
* Beşduyu organını kullanma.
* Yapmak istediğiniz şeyi kafanızda canladırmak.
* Zamanın ayarlanması.

ÖZETLE:

* Maçı korttan önce kafanızda oynayın.
* Bulunduğunuz ana konsantre olun (şimdi ve burada felsefesi). Maç içinde geçmiş ve geleceği düşünmek daha fazla hata yapmanızı sağlar.
* Sadece bireysel olarak kendinize fokus olun.
* Kendinize hata yapma toleransı verin.
* Zevk alarak oynayın.
* Hatalarınıza değil güçlü yönlerinize ve yapmak istediğiniz şeylere yoğunlaşın.
* Sahada iyi veya kötü oynarken kendinize motive edici sözler söyleyin.
* Maçtan önce belirli durumlara göre stratejiler geliştirerek zihinsel oyun planınızı oluşturun.
* Zihinsel ve fiziksel olarak 100%�e ulaşmaya çalışın.
* Oyunun durduğu anlarda stress oranı yüksekse derin nefes alıp verin.
* Her zaman + + + + + olun ve bunu koruyun.

---

Spor pisikolojisi mentörü Ömer Ateş,

Free Flash TemplatesRiad In FezFree joomla templatesAgence Web MarocMusic Videos OnlineFree Website templateswww.seodesign.usFree Wordpress Themeswww.freethemes4all.comFree Blog TemplatesLast NewsFree CMS TemplatesFree CSS TemplatesSoccer Videos OnlineFree Wordpress ThemesFree CSS Templates Dreamweaver