Bir seferde koca bir şişe suyu içerseniz tabii ki şişersiniz. Ancak eskiden büyüklerimiz sürekli su içmeyin şişersiniz derdi. Aslında bu gerçekten çok yanlış bir saptama. Şişip koşamayız diye yıllarca vücudumuzu susup bırakıp, kurutup durduk. Siz sakın olaki vücudunuzu susuz bırakmayın. Ünlü Amerikalı tenisçi Jimmy Connars' ın tenis kitabında başarısının bir numaralı sırrının Su olduğunu söylemektedir.
SU hayatın en önemli parçasıdır. Vücudumuzun %75 inin sıvı olduğunu düşünürsek, suyun ne kadar önemli olduğunu kolaylıkla anlayabiliriz. Sıcak havada yapılan bir tenis maçında vücut ağırlığımızın %3'ü civarında bir sıvı kaybına uğrarız. Kaba bir hesaplamayla 60 kg ağırlığındaki bir oyuncu bir saatte 2,5 lt civarında sıvı kaybına uğrar. Bu kayıp telafi edilmediği takdirde kanımız akışkanlık özelliğini azaltacak, kas ve hücrelere aynı hız ve oranda enerji birimlerini taşıyamayacaktır. Böylece performans kaybı, bitkinlik, yorgunluk gibi durumlar oluşmaya başlayacaktır.
Performansımızı, su faktörünü göz önüne alarak aşağıdaki önerilere dikkat etmeliyiz:
- Suyu ılık-sıcak değil, serin ve lezzetini alabileceğimiz soğuklukta içmeliyiz. Yine eskileri söylediği terli su içmenin tehlikeli olduğu kanısı doğru değildir. Ancak alışkın olmayanlar dikkatli olmalılar. Soğuk su küçük yaşlardan itibaren sporculara alıştırılmalıdır. Peki su neden soğuk olmalı? Çünkü midemiz, ılık sıvı ve besinleri belirli bir süre sindirmek için içinde tutar; işte bu şişme hissi verir ve koşarken çalkantı hissi verir. Oysa soğuk maddeler, midede barındırılmadan hemen bağırsaklara iletilir. Bu arada perhiz yapanlar ılık içecekler alarak midelerini bir süre oyalayarak acıkma ve yemek yeme isteklerini geciktirebilirler.
- Su soğuk içilirse istendiği kadar içilebilir demek değildir. Toprağın suyu emmesi gibi vücudumuzun da suyu emmesi belirli bir zaman alır. Gereğinden fazla bir seferde alınırsa yine çalkantı ve şişkinlik yaratabilir. Suyu maç öncesi, sırası ve sonrasında her 10-15 dk bir bardak içecek şekilde ayarlamalıyız. Doğal olarak bu oran hava sıcaklığı, antrenman ya da maç temposu, terleme özelliğinize göre değişiklik gösterecektir.
- Suyu susama hissi duymadan içmeliyiz. Susama oluştuğunda performans kaybı çoktan oluşmuştur.
- Küçük çocuklarda susama hissi iyi gelişmediği için güneşte çok çabuk çarpılabilirler. Bu yüzden daha dikkatli olunmalı ve sevdiği diğer içeceklerle sıvı almaya özendirilmelidir.
- Kortta her yer güneş olacağı için suyunuz çabuk ısınır. İçeceğinizi sanadalye, hakem koltuğu gibi gölge bir yere koyarak ısınmasını yavaşlatmalısınız.
- Sıvı kaybımızı antrenmanlar sonrası idrarımızla test edebiliriz. Eğer idrarımız koyu renkli, az miktarda ve kokulu ise vücudumuzu aşırı susuz bıraktığımız anlamına gelir.
- Unutmamanız gereken vücut yüzeyimizin geniş olması, kaslarımızın çalıştıklarında ısınmasıyla beraber buharlaşmanın bizim tahminimizden daha hızlı olduğudur. Tedbirli bir tenisçi korta daima yanında soğuk suyu ile çıkar.
- Kola, meyve suyu ya da isostar türü içecekler yerine kesinlikle SU öneririm. Tatlı içecekleri ancak maçın son bölümünde, enerjiniz azaldığında alınabilir. Sütü hiç önermem, sadece bebek ve çocuklarda olabilir ama maça çıkan bir oyuncu için süt tehlikeli bile olabilir. Süt içerek kendinizi denemelisiniz. Aşırı gaz olabilir ki bu bağırsaklarınızda sütü çözen bir enzimin eksikliğinden kaynaklanan bir durumdur. Böyle bir şey hissettiğinizde piyasada laktoz sütler satılmaktadır. Bunlardan alınabilir. Sütün yaratacağı asıl problem dehidrasyondur. Suya göre daha büyük partiküllü olduğu için bağırsaklarda suyun emilimini hızlandırır. Böylece aşırı susuzluk oluşturur. Sporcuların dikkat etmesinde fayda vardır. Çünkü yine büyüklerimiz küçükken sürdürülen süt alışkanlığının, büyüdüğümüzde de devam ettirilmesi baskısına bayılırlar. Ama sütün hakkını biraz yedim galiba, unutmamanız gereken kalsiyum. Sporcuların kas ve beyinsel aktivitelerin de bire bir olan kalsiyum sütte bol miktarda bulunur.
Bu yazıyı bugünkü dersimde "Su içersem şişer miyim?" diyen Nisan adlı öğrencim için saat 23:50'de yazdım.
Ali Ayaz - 30 Mart 2001
0 yorum:
Yorum Gönder